İnsanlara İslam ve din, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem vasıtasıyla emanet edilmiştir. Bu emanete riayet etmek her müslüman üzerinde farzdır. El-Ahzab suresi 72.ayette, gökler, yer ve dağların kaldıramadığı emaneti, insanın yüklendiği ve dolayısıyla sorumlu olduğu açıklanmıştır. Bu emanetin en büyüğü İman ve İslamdır. Şübhesiz her bir insanın seviyesine göre sorumluluğu vardır. Nitekim Müslim ve Buhârî’de geçen bir hadis-i şerifte Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:Dikkat ediniz! Hepiniz çobansınız. Hepiniz sürünüzden sorumlusunuz. Bundan dolayı insanların üzerinde hâkim olan imam, çobandır; ve o halktan sorumludur. Adam, hane halkının üzerinde çobandır; o da ailesinden sorumludur. Kadın, kocasının evi ve çocukları üzerinde çobandır; şübhesiz onlardan sorumludur. Adamın işçisi, patronunun malı üzerinde çobandır; o da ondan sorumludur. Dikkat! İş böyle olunca, elbette hepiniz çobansınız; ve hepiniz sürünüzden sorumlusunuz."Bu hadis-i şerîf en büyük sorumluluğun insana ait olduğunu ifade etmektedir. En büyük insan da, devlet reisidir. İster bu reis, halîfe olsun,ister cumhurbaşkanı olsun; adı ne olursa olsun her bir reis, riyâseti nisbetinde sorumludur. İkinci sorumluluk, aile reislerine yüklenmektedir, ki "Adam, hane halkının üzerinde çobandır; o da ailesinden sorumludur." buyrulmuştur. Aile reisi, hanımından, kızından, oğlundan, gelininden sorumludur.Tahrim suresi 6.ayette Ey İnsanlar! Kendinizi ve Ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında iri gövdeli, sert tabiatli, kendileri Allah'ın buyurduğuna asla karşı gelmeyen ve emredildiklerini derhal yerine getiren melekler vardır."buyrulmuştur.
Gerek bu ayet-i kerîme ve gerekse yukarıdaki hadis-i şerif aile reisinin sorumluluğunu beyan buyurmaktadır. Bundan dolayı Allah'ın insanlara vermiş olduğu şeriati = dini korumayan, aile fertlerinin günahlarına ortaktır.Terbiyelerinde kusur etmesi haramdır. Nasıl ki süt devresinde bedenin maddi rızkı olan sütü emdirmeleri ebeveyne farz ise, böylece yedi yaşından itibaren en geç onbeş yaşına kadar çocuklarına dini,helal ve haramı onlara öğretmeleri de farzdır.Demek ki ailenin nizam ve intizamlı olması nisbetinde,devlet ve millette intizamlı olur. Bazı insanlar: "Önce devlet olalım, sonra ıslahata çalışalım."; bazıları "Hayır, önce ferd sonra devlet." diye tartışırlar.Bu ayet ve hadis-i şerîften anlaşıldığı üzere, ikinci fikir doğrudur. Islahat, ferd ve aileden başlamalıdır. Çünkü akıl sahiblerinin görüş birliğiyle, önce salah(kendimizi düzeltme) sonra ıslah(başkalarını düzeltme)gerekir.
Aile terbiyesi görmemiş, dinini öğrenmemiş, yirmi beş otuz yaşlarına kadar zina, içki vb günahların peşinde koşarak komünist yaşamış bir adam tevbe edip iş başına geldiği takdirde, mahkum ve giriftâr olduğu hayatının dışında bir şey mi yapacaktır?.. Öyleyse başa geçmeye göz dikmekten daha ziyade, ferd ve aile olarak salah ve ıslaha çalışmalıdır. Her müslüman ilk olarak "Kendinizi ‘İyalinizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun." ayetindeki emr-i şerîfini yerine getirmekle mükelleftir. Sonra ikinci devrede kendisine idarecilik, memuriyet, işçilik emaneti verildiyse, onu hakkıyla yerine getirmelidir.Bugün İslam diyarlarının felaha ulaşmamasının sebebi, aile yapısın da ihmalkârlık ve riyâset oburluğudur; "Baş olayım düzelteyim." fikridir.
Maalesef bütün gerilemeye sebebiyet veren bu oburluk... "Ben olsam şöyle böyle yaparım." fikri zehirdir. Önce iyalin tanzimi farzdır. Riyâsete talib olmak oburluktur. İman, vicdan, İslâmî terbiye, Allah'ın emir ve yasakları kalbinde hâkim olmayan hükümdar, idareci asla, başa da gelse, ayak da olsa yaramaz. Bunun için, önce nefsimizi, iyalimizi düzeltmek ve başımızdakilere de aynısını tebliğ etmek vacibdir. Nefsimizde ve iyalimizde İslâmî terbiyeyi, talimi, tatbiki ihmal etmemeliyiz. Bu ihmal ileride evlada söz geçirememe,ana babaya saygısızlık,islam ile bağın azalması,cumadan cumaya namaz kılmak gibi birçok büyük afetleri beraberinde getirir.Allah Azze ve Celle aile terbiyesinde analara,babalara kolaylık versin.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İsmail TOZLU
Önce Salah,Sonra Islah
Önce Salah,Sonra Islah
Esselamu Aleyküm Değerli Müslüman Kardeşlerim…
İnsanlara İslam ve din, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem vasıtasıyla emanet edilmiştir. Bu emanete riayet etmek her müslüman üzerinde farzdır. El-Ahzab suresi 72.ayette, gökler, yer ve dağların kaldıramadığı emaneti, insanın yüklendiği ve dolayısıyla sorumlu olduğu açıklanmıştır. Bu emanetin en büyüğü İman ve İslamdır. Şübhesiz her bir insanın seviyesine göre sorumluluğu vardır. Nitekim Müslim ve Buhârî’de geçen bir hadis-i şerifte Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:Dikkat ediniz! Hepiniz çobansınız. Hepiniz sürünüzden sorumlusunuz. Bundan dolayı insanların üzerinde hâkim olan imam, çobandır; ve o halktan sorumludur. Adam, hane halkının üzerinde çobandır; o da ailesinden sorumludur. Kadın, kocasının evi ve çocukları üzerinde çobandır; şübhesiz onlardan sorumludur. Adamın işçisi, patronunun malı üzerinde çobandır; o da ondan sorumludur. Dikkat! İş böyle olunca, elbette hepiniz çobansınız; ve hepiniz sürünüzden sorumlusunuz."Bu hadis-i şerîf en büyük sorumluluğun insana ait olduğunu ifade etmektedir. En büyük insan da, devlet reisidir. İster bu reis, halîfe olsun,ister cumhurbaşkanı olsun; adı ne olursa olsun her bir reis, riyâseti nisbetinde sorumludur. İkinci sorumluluk, aile reislerine yüklenmektedir, ki "Adam, hane halkının üzerinde çobandır; o da ailesinden sorumludur." buyrulmuştur. Aile reisi, hanımından, kızından, oğlundan, gelininden sorumludur.Tahrim suresi 6.ayette Ey İnsanlar! Kendinizi ve Ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında iri gövdeli, sert tabiatli, kendileri Allah'ın buyurduğuna asla karşı gelmeyen ve emredildiklerini derhal yerine getiren melekler vardır."buyrulmuştur.
Gerek bu ayet-i kerîme ve gerekse yukarıdaki hadis-i şerif aile reisinin sorumluluğunu beyan buyurmaktadır. Bundan dolayı Allah'ın insanlara vermiş olduğu şeriati = dini korumayan, aile fertlerinin günahlarına ortaktır.Terbiyelerinde kusur etmesi haramdır. Nasıl ki süt devresinde bedenin maddi rızkı olan sütü emdirmeleri ebeveyne farz ise, böylece yedi yaşından itibaren en geç onbeş yaşına kadar çocuklarına dini,helal ve haramı onlara öğretmeleri de farzdır.Demek ki ailenin nizam ve intizamlı olması nisbetinde,devlet ve millette intizamlı olur. Bazı insanlar: "Önce devlet olalım, sonra ıslahata çalışalım."; bazıları "Hayır, önce ferd sonra devlet." diye tartışırlar.Bu ayet ve hadis-i şerîften anlaşıldığı üzere, ikinci fikir doğrudur. Islahat, ferd ve aileden başlamalıdır. Çünkü akıl sahiblerinin görüş birliğiyle, önce salah(kendimizi düzeltme) sonra ıslah(başkalarını düzeltme)gerekir.
Aile terbiyesi görmemiş, dinini öğrenmemiş, yirmi beş otuz yaşlarına kadar zina, içki vb günahların peşinde koşarak komünist yaşamış bir adam tevbe edip iş başına geldiği takdirde, mahkum ve giriftâr olduğu hayatının dışında bir şey mi yapacaktır?.. Öyleyse başa geçmeye göz dikmekten daha ziyade, ferd ve aile olarak salah ve ıslaha çalışmalıdır. Her müslüman ilk olarak "Kendinizi ‘İyalinizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun." ayetindeki emr-i şerîfini yerine getirmekle mükelleftir. Sonra ikinci devrede kendisine idarecilik, memuriyet, işçilik emaneti verildiyse, onu hakkıyla yerine getirmelidir.Bugün İslam diyarlarının felaha ulaşmamasının sebebi, aile yapısın da ihmalkârlık ve riyâset oburluğudur; "Baş olayım düzelteyim." fikridir.
Maalesef bütün gerilemeye sebebiyet veren bu oburluk... "Ben olsam şöyle böyle yaparım." fikri zehirdir. Önce iyalin tanzimi farzdır. Riyâsete talib olmak oburluktur. İman, vicdan, İslâmî terbiye, Allah'ın emir ve yasakları kalbinde hâkim olmayan hükümdar, idareci asla, başa da gelse, ayak da olsa yaramaz. Bunun için, önce nefsimizi, iyalimizi düzeltmek ve başımızdakilere de aynısını tebliğ etmek vacibdir. Nefsimizde ve iyalimizde İslâmî terbiyeyi, talimi, tatbiki ihmal etmemeliyiz. Bu ihmal ileride evlada söz geçirememe,ana babaya saygısızlık,islam ile bağın azalması,cumadan cumaya namaz kılmak gibi birçok büyük afetleri beraberinde getirir.Allah Azze ve Celle aile terbiyesinde analara,babalara kolaylık versin.