SON DAKİKA
Hava Durumu

GAZZE ÖLÜRKEN DÜNYA

Yazının Giriş Tarihi: 14.10.2025 12:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.10.2025 12:02

GAZZE ÖLÜRKEN DÜNYA

Bismillahirrahmanirrahim

Bakara Suresi 216. ayette Rabbimiz bize buyuruyor ki: “(Ey müminler) Size hoş gelmese de, (gerektiğinde zulüm ve saldırıyı önlemek için meşru ölçüler içinde) savaşmak artık size farz kılındı. Olur ki (bazen) hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlı olur ve hoşunuza giden bir şey de sizin için şer olur. (Hayırlı ve doğru olanı) Allah bilir, siz bilemezsiniz.”

Birazcık vicdanı olan her Müslümanın bildiği gibi Filistin-İsrail savaşı 7 Ekim 2023’te başlamadı. 7 Ekim, 1948’den bu yana süregelen kademeli zulme, katliamlara ve işkencelere karşı psikolojik bir patlamadır. Ancak bu tarihten sonra dünyanın film seyreder gibi izlediği ilk soykırım yaşanmaktadır. Filistinli mücahitler, Çanakkale’deki gibi adeta tek başlarına tüm küffara karşı; sadece kendilerinin değil, tüm Müslümanların onur ve haysiyetleri, Ulu Nebi’nin (s.a.v.) ilk kıblesi Mescid-i Aksa için savaşıyor. Allah onların yardımcısı olsun.

Görüntüleri izlediğimizde içimiz parçalanıyor, göğsümüz daralıyor; sakalımız ve başörtümüz gözyaşlarıyla ıslanıyor. İspanya hariç Batı, savaşın ilk aylarında —yani 2024’e kadar— yarım ağız bir insancılık oyunu oynayarak “İsrail’de haklı ama kendini savunuyor” şeklindeki, aklı başında hiçbir insanın anlayamayacağı seviyelerde açıklamalarla İsrail’i destekledi. Bu iki yüzlü politika, tüm dünya halklarını şaşkına çevirdi.

2024’ün ilk günlerinde Epstein belgeleri yayımlandı. Bu belgelerin, İsrail-Filistin savaşının kızıştığı ve Amerikan seçimlerinin yaklaştığı kritik bir dönemde neden yayımlandığını anlamakta zorlandım. Belgeler sonucunda; Amerikan başkanlarından İngiliz kraliyet ailesi mensuplarına; Batı’ya hayran birçok Türk’ün adeta taptığı Hollywood ünlülerinden şirket sahiplerine, Nobel ödüllü “çok büyük” bilim insanlarından futbol yıldızlarına ve devlet yetkililerine kadar birçok ismin çocuk —hatta bebek— istismarına karıştığına dair ağır ve iğrenç iddialar ortaya çıktı; bu işin başında Mossad’ın olduğu öne sürüldü. Daha sonra New York şehrinin altına Yahudiler’in gizli tüneller kazdığı ve bu tünellerde çeşitli suçlara karıştıkları iddiaları gündeme geldi.

Neler oluyor? Dünya yatağında mışıl mışıl uyurken Batı dünyası nelerle meşgul oluyormuş? 1999 depreminden sonra Bill Clinton Türkiye’ye gelmişti; bu deprem sonrası birçok çocuğun kaçırıldığı herkesçe biliniyor. Epstein belgelerinde Türkiye’nin de adı geçiyor. Yüzyıl boyunca Batı’ya tapanların hayal ettikleri bu değil; işte karşımızda böyle kahpe, böyle rezil, böyle pislik yuvalarıyla bir dünya var.

2025 yılına gelindiğinde İsrail, resmen günde 28 çocuğu öldürdüğünü; kalanları ise açlıkla, anestezisiz ameliyatlarla ve göç yollarındaki sürgünlerle meşru müdafaa maskesi altında soykırıma tabi tuttuğunu sürdürüyor. Merhum şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi, Batı’nın “medeniyet” dediği canavarın kalan tek dişi artık çürümüş durumda ve gizlenemiyor. Aynaya bakmaktan korkar hale gelmiş ve zamana oynamaya çalışıyor. ABD–İsrail arasındaki, özellikle Trump döneminde iyice belirginleşen “Patron kim?” kavgası perde arkasında artarken dünya halkları o sözde ilkeler uğruna ayaklanmaya başladı; ardından yeni Epstein görüntüleri Mossad tarafından adeta bir ultimatom gibi yayımlandı — Elon Musk’tan Clinton’a, Trump’tan Suudi Prens Selman’a kadar birçok isim tartışma konusu oldu.

Gazze Savaşı’nın ne olacağını; Lübnan’ın veya başka devletlerin bu savaşa dahil olup olmayacağını bilemem. İsrail’in savaşı Filistin dışına taşımak için her türlü kirli oyunu denediğini ise biliyorum. Ancak hiç beklemediğim şey, bu belgelerin tam böyle bir sürecin ortasında yayınlanmasıydı. Epstein belgeleriyle, Batı devletlerinin İsrail’i nasıl güdük bir koyun gibi yönlendirebildiğini artık daha iyi anladım. Devam eden vahşetin gölgesinde dünya halkları tarihin bu kanlı sayfasında yer almamak için ayağa kalkmaya başladı. Biz inananlar için bu büyük imtihanda Hz. Peygamber’e (s.a.v.) bakmamız yeterlidir. Savaşlarında Yahudilerin en sevdiği şey olan paralarına, yani ticaretlerine neşter vurduğu gibi biz de boykotlara katılarak bu hastalıklı zihnin hayat damarlarına neşter vurmak zorundayız.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.